ÇARESİZLİĞİN, ACININ , YOKLUĞUN RESİMLERİ, VE BİLGİLER
BİLİYORUM SİZİNDE BENİM GİBİ MİDENİZ BULANDI
AMA AÇLAR ÇARESİZLİK İNSANA NELER YAPTIRIYOR
İŞTE ÜNLÜLERİN 'ÇARESİZLİK' ANLARI!..
Hayatın cilveleri ünlü isimleri de etkisi altına alıyor. Aniden hastalanan ya da bir hatası ile yüzleşmek zorunda kalan sanatçıların yüzleri, çaresizliği yansıtıyor.
25 Aralık 2004 Cumartesi 06:52
Hayranlarının karşısına bakımlı ve neşeli çıkmak isteyen ünlüler, bazen de bir 'çaresizlik abidesi'ne dönüşüyor. Hastalık ya da özel hayatla ilgili tatsızlıklar, onları ne yapacağını bilemez hale getiriyor. İşte, sanat ve moda dünyasındaki ünlü isimlerin yaşadığı çaresizlik anları...
EMRAH: 'Büyü' filminin galasında Gmall Cine Bonus Sinemaları'nda çıkan yangından canını zor kurtaran Emrah, sinirlerine hakim olamayıp hüngür hüngür ağladı. Şokla birlikte duman zehirlenmesi de yaşayan Emrah'ın çaresizliği gözlerinden okunuyordu.
GİZEM ÖZDİLLİ: Podyumda yürürken bebeğini düşürdüğünü söyleyen ve bu nedenle sevgilisi Varol Kaynar'ı suçlayan Özdilli'nin basın açıklaması yaparken yüzündeki çaresizlik uzun süre zihinlerden silinmedi.
TAMER KARADAĞLI: İlişkiye girdiği bir hayat kadını tarafından seks kasetiyle tehdit edilen Karadağlı, düzenlediği basın toplantısında pişmanlığını anlatırken çok çaresiz görünüyordu. Karadağlı, milyonların karşısında ihaneti için karısından özür dilemişti.
EBRU GÜNDEŞ: Kaset tanıtımı sırasında beyin kanaması geçiren Gündeş'in hastaneye kaldırılmış ve uzun süre yoğun bakımda kalmıştı. Gündeş, bir dizi ameliyatın ardından hastaneden çıkarken bitkin, yorgun ve çaresiz görünüyordu.
MEHMETALİ ERBİL: 'Kaçış Sendromu' adlı hastalık nedeniyle bir kaç kez ölümden dönen Erbil'in hastanedeki görüntüleri, sağlık sorunları karşısında yaşanan çaresizliğin en belirgin örneği oldu.
SEDA SAYAN: Kardeşi Sedat'ın adam yaralamak suçundan yargı önüne çıkarıldığı gün, Seda Sayan'ın çaresizliği yaşlı gözlerinden açıkça okunuyordu.
YILMAZ ERDOĞAN: Tiyatrocu arkadaşı ve yakın dostu Gürdal Tosun'un cenaze töreni ünlü komedyenin gülmediği nadir anlardan biriydi. Yılmaz Erdoğan, ölüm karşısındaki çaresizliği hüzünlü yüz ifadesiyle gözler önüne sermişti.
ALİ SUNAL: Komedi ustası Kemal Sunal'ın oğlu Ali Sunal, babasının ani ölümüyle neye uğradığını şaşırmıştı. Ali Sunal'ın en çaresiz anı, babasının cenaze töreniydi.
DENİZ AKKAYA: Range Rover marka cipi yanarken arabadan dışarıya atlayan ve ölümden dönen güzel manken, çaresizliğini pek çokları gibi gözyaşlarıyla ifade etti.
Çin'den bir kare... Bir doğalgaz kuyusundaki patlama, 10 yaşındaki bu çocuğu da yasa boğmuş. Patlamada 9 yakınını kaybetmiş. Patlamanın meydana geldiği yerde çekilen bu fotoğraftaysa acının yanı sıra korku ve endişe dolu bir ifadeyi görüyoruz yüzünde. Fotoğrafçıya baktığı tam ‘o’ anda da sol gözünden süzülen yaşlar çenesine doğru süzülüyor. Sağ gözünün pınarıysa taşmak üzere...
J.B. Russell'ın, Uluslararası Yılın En İyi Fotoğrafları Ödülleri’nin haber dalında birinciliğe layık bulunan fotoğraflarından biri. Russell, “Ateşkes ve savaşın sonuçları” ismini verdiği çalışmasında yakaladığı ‘o’ anlarla Angola’yı anlatıyor. Ve iç savaşın ülkeye ne kadar zarar verdiğini görmek için çok kapsamlı bir araştırma yapmaya gerek kalmıyor. Ülkenin herhangi bir kentinde, herhangi bir sokaktaki bu binanın üzerindeki kurşun izleri, ateşkes imzalanmadan önce yaşanan şiddetin boyutunu anlatmaya yetiyor.
J.B. Russell’ın Angola çalışmasından bir başka kare. İç savaşın etkilerini en fazla hissedenler şüphesiz yoksul aileler. Bir gıda yardımı merkezinde de açlıkla karşı karşıya olan ailelere gıda yardımı yapılıyor. Bu küçük çocuğun sağlıksız görüntüsü belli ki fotoğrafçıyı da karamsarlığa sürüklüyor ve fotoğrafına ''karanlık gelecek'' adını veriyor.
Basın fotoğrafçısı Rob Finch’in bir yemek sırasında elde ettiği bir ‘o’ an. Elli yaşında alzheimer teşhisi konulan bu adam, hastalığa yenilmediğini göstermek istercesine yemeğini kendisi yemek istiyor. Ancak bu kare çabalarının çok da başarılı olmadığını gösteriyor.
Gözler gibi eller de çok şey anlatır... Fotoğraftaki yere çökmüş çocuk ellerini yüzüne kapatmış ağlıyor. Bir intihar saldırısında İsrail Ordusu'nda görevli amcasını kaybetmiş. Bu fotoğraf da amcasının cenaze töreni sırasında çekilmiş. Askerler arasında 21 yaşındaki amcasını yolcu eden bu İsrailli çocuk da acısını işte böyle yansıtıyor. Arkadaki asker ellerini yumruk şeklinde sıkmış, o da öfkesini dile getiriyor bir anlamda. Öndeki askere gelince... ''Elimiz kolumuz bağlı, yapabilecek pek birşey yok ne yazık ki'' der gibi duruyor cenazede...
İran’dan bir ‘o’ an. Acısına dayanamayan yaşlı bir kadın yere çökmüş, yakınlarının cenazelerine bakıyor. O kadar çok ölen var ki, cenazeler için ayrı ayrı tören yapılmıyor. Bu çaresiz kadının yakınları da topluca bir mezara gömülecek. Cesetlerin bir an önce defnedilmesi gerekiyor, çünkü İran’da salgın hastalık tehlikesi bulunuyor
Aynı kaderi paylaşan iki İranlı'nın fotoğrafı. Deprem sonrası enkaz arasında ailelerini arıyorlar. Yakınlarını bulmak için küreklerle kazıyorlar enkazı. ''Bir umut, belki yaşıyordur'' ya da en azından cenazeleri çıkarmak gerekir..
Moskova'nın üçbin kilometre doğusundan bir ‘o’ an. Sibirya'da bir balık avının fotoğrafı. Donmuş Beryozofa Nehri’nin üstünde bir balıkçı soğuktan korunmak için bu naylon çantalardan siper yapmış kendine. İçinde yaktığı küçük ateşle ısınmaya çalışırken, bir yandan da buzların altında balık aramayı sürdürüyor.
İŞTE ÜNLÜLERİN 'ÇARESİZLİK' ANLARI!..
Hayranlarının karşısına bakımlı ve neşeli çıkmak isteyen ünlüler, bazen de bir 'çaresizlik abidesi'ne dönüşüyor. Hastalık ya da özel hayatla ilgili tatsızlıklar, onları ne yapacağını bilemez hale getiriyor. İşte, sanat ve moda dünyasındaki ünlü isimlerin yaşadığı çaresizlik anları...
EMRAH: 'Büyü' filminin galasında Gmall Cine Bonus Sinemaları'nda çıkan yangından canını zor kurtaran Emrah, sinirlerine hakim olamayıp hüngür hüngür ağladı. Şokla birlikte duman zehirlenmesi de yaşayan Emrah'ın çaresizliği gözlerinden okunuyordu.
GİZEM ÖZDİLLİ: Podyumda yürürken bebeğini düşürdüğünü söyleyen ve bu nedenle sevgilisi Varol Kaynar'ı suçlayan Özdilli'nin basın açıklaması yaparken yüzündeki çaresizlik uzun süre zihinlerden silinmedi.
TAMER KARADAĞLI: İlişkiye girdiği bir hayat kadını tarafından seks kasetiyle tehdit edilen Karadağlı, düzenlediği basın toplantısında pişmanlığını anlatırken çok çaresiz görünüyordu. Karadağlı, milyonların karşısında ihaneti için karısından özür dilemişti.
EBRU GÜNDEŞ: Kaset tanıtımı sırasında beyin kanaması geçiren Gündeş'in hastaneye kaldırılmış ve uzun süre yoğun bakımda kalmıştı. Gündeş, bir dizi ameliyatın ardından hastaneden çıkarken bitkin, yorgun ve çaresiz görünüyordu.
MEHMETALİ ERBİL: 'Kaçış Sendromu' adlı hastalık nedeniyle bir kaç kez ölümden dönen Erbil'in hastanedeki görüntüleri, sağlık sorunları karşısında yaşanan çaresizliğin en belirgin örneği oldu.
SEDA SAYAN: Kardeşi Sedat'ın adam yaralamak suçundan yargı önüne çıkarıldığı gün, Seda Sayan'ın çaresizliği yaşlı gözlerinden açıkça okunuyordu.
YILMAZ ERDOĞAN: Tiyatrocu arkadaşı ve yakın dostu Gürdal Tosun'un cenaze töreni ünlü komedyenin gülmediği nadir anlardan biriydi. Yılmaz Erdoğan, ölüm karşısındaki çaresizliği hüzünlü yüz ifadesiyle gözler önüne sermişti.
ALİ SUNAL: Komedi ustası Kemal Sunal'ın oğlu Ali Sunal, babasının ani ölümüyle neye uğradığını şaşırmıştı. Ali Sunal'ın en çaresiz anı, babasının cenaze töreniydi.
DENİZ AKKAYA: Range Rover marka cipi yanarken arabadan dışarıya atlayan ve ölümden dönen güzel manken, çaresizliğini pek çokları gibi gözyaşlarıyla ifade etti.
Çin'den bir kare... Bir doğalgaz kuyusundaki patlama, 10 yaşındaki bu çocuğu da yasa boğmuş. Patlamada 9 yakınını kaybetmiş. Patlamanın meydana geldiği yerde çekilen bu fotoğraftaysa acının yanı sıra korku ve endişe dolu bir ifadeyi görüyoruz yüzünde. Fotoğrafçıya baktığı tam ‘o’ anda da sol gözünden süzülen yaşlar çenesine doğru süzülüyor. Sağ gözünün pınarıysa taşmak üzere...
J.B. Russell'ın, Uluslararası Yılın En İyi Fotoğrafları Ödülleri’nin haber dalında birinciliğe layık bulunan fotoğraflarından biri. Russell, “Ateşkes ve savaşın sonuçları” ismini verdiği çalışmasında yakaladığı ‘o’ anlarla Angola’yı anlatıyor. Ve iç savaşın ülkeye ne kadar zarar verdiğini görmek için çok kapsamlı bir araştırma yapmaya gerek kalmıyor. Ülkenin herhangi bir kentinde, herhangi bir sokaktaki bu binanın üzerindeki kurşun izleri, ateşkes imzalanmadan önce yaşanan şiddetin boyutunu anlatmaya yetiyor.
J.B. Russell’ın Angola çalışmasından bir başka kare. İç savaşın etkilerini en fazla hissedenler şüphesiz yoksul aileler. Bir gıda yardımı merkezinde de açlıkla karşı karşıya olan ailelere gıda yardımı yapılıyor. Bu küçük çocuğun sağlıksız görüntüsü belli ki fotoğrafçıyı da karamsarlığa sürüklüyor ve fotoğrafına ''karanlık gelecek'' adını veriyor.
Basın fotoğrafçısı Rob Finch’in bir yemek sırasında elde ettiği bir ‘o’ an. Elli yaşında alzheimer teşhisi konulan bu adam, hastalığa yenilmediğini göstermek istercesine yemeğini kendisi yemek istiyor. Ancak bu kare çabalarının çok da başarılı olmadığını gösteriyor.
Gözler gibi eller de çok şey anlatır... Fotoğraftaki yere çökmüş çocuk ellerini yüzüne kapatmış ağlıyor. Bir intihar saldırısında İsrail Ordusu'nda görevli amcasını kaybetmiş. Bu fotoğraf da amcasının cenaze töreni sırasında çekilmiş. Askerler arasında 21 yaşındaki amcasını yolcu eden bu İsrailli çocuk da acısını işte böyle yansıtıyor. Arkadaki asker ellerini yumruk şeklinde sıkmış, o da öfkesini dile getiriyor bir anlamda. Öndeki askere gelince... ''Elimiz kolumuz bağlı, yapabilecek pek birşey yok ne yazık ki'' der gibi duruyor cenazede...
İran’dan bir ‘o’ an. Acısına dayanamayan yaşlı bir kadın yere çökmüş, yakınlarının cenazelerine bakıyor. O kadar çok ölen var ki, cenazeler için ayrı ayrı tören yapılmıyor. Bu çaresiz kadının yakınları da topluca bir mezara gömülecek. Cesetlerin bir an önce defnedilmesi gerekiyor, çünkü İran’da salgın hastalık tehlikesi bulunuyor
Aynı kaderi paylaşan iki İranlı'nın fotoğrafı. Deprem sonrası enkaz arasında ailelerini arıyorlar. Yakınlarını bulmak için küreklerle kazıyorlar enkazı. ''Bir umut, belki yaşıyordur'' ya da en azından cenazeleri çıkarmak gerekir..
Moskova'nın üçbin kilometre doğusundan bir ‘o’ an. Sibirya'da bir balık avının fotoğrafı. Donmuş Beryozofa Nehri’nin üstünde bir balıkçı soğuktan korunmak için bu naylon çantalardan siper yapmış kendine. İçinde yaktığı küçük ateşle ısınmaya çalışırken, bir yandan da buzların altında balık aramayı sürdürüyor.
Fotoğraf Japonya'dan... Çin takvimine göre önümüzdeki yıl, yani 2004, ‘Maymun yılı’ olacak. Japonya’da makakların yaşadığı adada, bir de sıcak su kaynağı bulunuyor. Makaklar bu kaynağın ya da başka bir deyişle saunanın keyfini öğrenmişler. Kışın açık havada termal rehavet, makakların kızaran yüzlerinden ve baygın gözlerinden anlaşılabiliyor
Fotoğraf İran'dan... Bem kentini yerle bir eden, 30 bine yakın insanın ölümüne yol açan deprem felaketinden sonra çekilen bir ‘o’ an bu... Fotoğraftaki İranlı ölen yakınları için yas tutuyor yıkıntılar arasında. Tam 17 akrabasını kaybetmiş depremde. Suskun görünüyor ama sanki çaresizliğin sesi duyuluyor gibi...
Çin’de kaydedilen bu ‘o’ anda gördüklerimiz, doğalgaz kuyusundaki patlamadan sağ çıkmış. Ama arkadaşlarını, yakınlarını kaybetmişler... Yaşama devam etmenin zorluğunu yansıtıyor bu kare. Bir yemek kuyruğunda çekilmiş bu ‘o’ an. Fotoğraftakiler bir mülteci kampında dağıtılan yemeği alabilmek için sıraya girmiş
Uzakdoğu aksiyon filmleri denince akla gelen ilk isimlerden biridir Jackie Chan. Onu filmlerinde hep hareketli, hep enerjik ve hep gülümserken görmeye alıştık ama ‘o’ anda Jackie Chan zor anlarından birini yaşıyor. Chan, yakın arkadaşı ve Uzakdoğu’nun primadonnası olarak bilenen popstar Anita Mui'nin ölüm haberiyle gözyaşlarına boğuluyor. Mui'nin hayatını kaybettiği hastanede bulunan Chan, SARS salgınına karşı önlem almayı da ihmal etmiyor.
Bir internet sitesinde yayınlanan ve fotomontaj olup olmadığı tartışmalı olan bir ‘o’ an. Saddam Hüseyin'in Tikrit’te yakalandığı sırada çekildiği belirtilen bu fotoğrafta, Amerikan askerinin yüzü gizlenmiş ancak, eğer gerçekse, Saddam Hüseyin'in bu hali görenleri düşüncelere sevkediyor. Ve eğer gerçekse, bu ‘o’ an o eski şaşalı günlerden sonraki Saddam'ı ya da bir diktatörün sonunu o bildik video görüntülerden çok daha net anlatıyor...
Çin'de çekilen bir fotoğraf. Çinli polisler, adeta elleri kirlenmesin diye giydikleri beyaz eldivenleriyle bir grup insanı eğilmeye zorluyor. Komünizmin çok baskın olduğu günlerden kalma bir gelenek yerine getiriliyor ve suçlu oldukları iddia edilenler, mahkemeden önce halka teşhir ediliyor. Aslında bu ‘o’ an, bu insanların aşağılanışını ortaya koyuyor
Fotoğraf İsrail'den... Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki geçiş bölgesinde çekilmiş bir ‘o’ an. Bir grup Filistinli işçi paydos etmiş fabrikadan çıkıyor ve hepsi sırayla bir İsrail askerinin önünden geçiyor. Son derece doğalmış gibi işçiler, ceketlerini ve montlarını çıkarmış, kıyafetlerini göğüslerine kadar sıyırarak yürüyorlar. İsrail askeri, işçilerin patlayıcı madde taşıyıp taşımadığını böyle kontrol ediyor. 4 İsrailli’nin öldüğü dünkü intihar saldırısının ardından sıkılaştırılan kontrollere bir örnek.
Ortadoğu’dan tek, küçücük ama çok hacimli ya da yüklü bir damlacık. Bir annenin sağ gözünden taşan bir damla yaş, geçtiğimiz Salı günü bir Filistinli’nin saldırısında kaybettiği oğlu için akıyor. Nehama Arbel’i 28 yaşındaki beş çocuk babası olan oğlunun cenaze töreninde eşi teselli etmeye çalışıyor. Eşinin kolları arasında, ona sımsıkı sarılarak acısını eşiyle paylaşıyor.
Bu üç çocuk, Filipinler’in Başkenti Manila'nın gecekondu mahallesinde yaşayan bir ailenin çocukları. Mahallerinde çıkan yangında komşularının evleri kül olan çocuklar, hüzünlü gözlerle yangından arda kalanı izliyor. Ancak fotoğrafta ‘o’ anda, o sokakta yaşanan hüznü ve sıkıntıyı objektife mahsun bakan köpek de paylaşıyor.
Fotoğraf Japonya'dan... Çin takvimine göre önümüzdeki yıl, yani 2004, ‘Maymun yılı’ olacak. Japonya’da makakların yaşadığı adada, bir de sıcak su kaynağı bulunuyor. Makaklar bu kaynağın ya da başka bir deyişle saunanın keyfini öğrenmişler. Kışın açık havada termal rehavet, makakların kızaran yüzlerinden ve baygın gözlerinden anlaşılabiliyor
Fotoğraf İran'dan... Bem kentini yerle bir eden, 30 bine yakın insanın ölümüne yol açan deprem felaketinden sonra çekilen bir ‘o’ an bu... Fotoğraftaki İranlı ölen yakınları için yas tutuyor yıkıntılar arasında. Tam 17 akrabasını kaybetmiş depremde. Suskun görünüyor ama sanki çaresizliğin sesi duyuluyor gibi...
Çin’de kaydedilen bu ‘o’ anda gördüklerimiz, doğalgaz kuyusundaki patlamadan sağ çıkmış. Ama arkadaşlarını, yakınlarını kaybetmişler... Yaşama devam etmenin zorluğunu yansıtıyor bu kare. Bir yemek kuyruğunda çekilmiş bu ‘o’ an. Fotoğraftakiler bir mülteci kampında dağıtılan yemeği alabilmek için sıraya girmiş
Uzakdoğu aksiyon filmleri denince akla gelen ilk isimlerden biridir Jackie Chan. Onu filmlerinde hep hareketli, hep enerjik ve hep gülümserken görmeye alıştık ama ‘o’ anda Jackie Chan zor anlarından birini yaşıyor. Chan, yakın arkadaşı ve Uzakdoğu’nun primadonnası olarak bilenen popstar Anita Mui'nin ölüm haberiyle gözyaşlarına boğuluyor. Mui'nin hayatını kaybettiği hastanede bulunan Chan, SARS salgınına karşı önlem almayı da ihmal etmiyor.
Bir internet sitesinde yayınlanan ve fotomontaj olup olmadığı tartışmalı olan bir ‘o’ an. Saddam Hüseyin'in Tikrit’te yakalandığı sırada çekildiği belirtilen bu fotoğrafta, Amerikan askerinin yüzü gizlenmiş ancak, eğer gerçekse, Saddam Hüseyin'in bu hali görenleri düşüncelere sevkediyor. Ve eğer gerçekse, bu ‘o’ an o eski şaşalı günlerden sonraki Saddam'ı ya da bir diktatörün sonunu o bildik video görüntülerden çok daha net anlatıyor...
Çin'de çekilen bir fotoğraf. Çinli polisler, adeta elleri kirlenmesin diye giydikleri beyaz eldivenleriyle bir grup insanı eğilmeye zorluyor. Komünizmin çok baskın olduğu günlerden kalma bir gelenek yerine getiriliyor ve suçlu oldukları iddia edilenler, mahkemeden önce halka teşhir ediliyor. Aslında bu ‘o’ an, bu insanların aşağılanışını ortaya koyuyor
Fotoğraf İsrail'den... Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki geçiş bölgesinde çekilmiş bir ‘o’ an. Bir grup Filistinli işçi paydos etmiş fabrikadan çıkıyor ve hepsi sırayla bir İsrail askerinin önünden geçiyor. Son derece doğalmış gibi işçiler, ceketlerini ve montlarını çıkarmış, kıyafetlerini göğüslerine kadar sıyırarak yürüyorlar. İsrail askeri, işçilerin patlayıcı madde taşıyıp taşımadığını böyle kontrol ediyor. 4 İsrailli’nin öldüğü dünkü intihar saldırısının ardından sıkılaştırılan kontrollere bir örnek.
Ortadoğu’dan tek, küçücük ama çok hacimli ya da yüklü bir damlacık. Bir annenin sağ gözünden taşan bir damla yaş, geçtiğimiz Salı günü bir Filistinli’nin saldırısında kaybettiği oğlu için akıyor. Nehama Arbel’i 28 yaşındaki beş çocuk babası olan oğlunun cenaze töreninde eşi teselli etmeye çalışıyor. Eşinin kolları arasında, ona sımsıkı sarılarak acısını eşiyle paylaşıyor.
Bu üç çocuk, Filipinler’in Başkenti Manila'nın gecekondu mahallesinde yaşayan bir ailenin çocukları. Mahallerinde çıkan yangında komşularının evleri kül olan çocuklar, hüzünlü gözlerle yangından arda kalanı izliyor. Ancak fotoğrafta ‘o’ anda, o sokakta yaşanan hüznü ve sıkıntıyı objektife mahsun bakan köpek de paylaşıyor.
Fotoğraf İsrail'in işgali altında bulunan Batı Şeria'dan. ‘O’ anda bütün gücüyle bağırıyor gibi görünen, bir dindar Musevi. Ya da başka bir deyişle, işgal altındaki Filistin topraklarına ''Buraları bize Tanrı verdi'' savıyla gidip sahip çıkan bir İsrailli yerleşimci. İşgal altındaki Filistin topraklarında hükümetin kontrolü dışındaki yerleşim yerlerinde derme çatma barakaları yıkan İsrail ordu birliklerine diğerleri gibi o da çok direndi, ama engelleyemedi. İsrail birlikleri son olarak yıkmak için yine derme çatma bir sinegoga yöneldi. Bu Musevi de son bir umut açık sinegogda gözlerini bağlayıp diz çöküp ağlamaya başladı ve bu ‘o’ an ortaya çıktı.
Fotoğraf Lübnan'da çekildi. Kollarını açan ve gözyaşlarına engel olamayan bu adam, ‘o’ anda Beyrut Havaalanı’nda bir kavuşma yaşıyor. Irak’ta Amerikan askerleri tarafından tutuklanan ve daha sonra serbest bırakılarak ülkesine gönderilen Lübnanlı’nın havaalanında ailesini gördüğü anda sevincine tanık oluyoruz.
Fotoğraf, Şanlıurfa Harran Üniversitesi'nde Doktor Mustafa Ulukanlıgil tarafından gönderildi. “Evde yer bulamadığı için okul yolu üzerindeki dağ yamacında uzanmış dersini yapmakta olan bir ilkokul öğrencisi” diyor Ulukanlıgil ve ekliyor “Bu fotoğraf, 2000 yılında, Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyelerinin yürüttüğü ilkokul öğrencilerinin bağırsak solucanlarına karşı taranması ve tedavi edilmesi proje çalışması sırasında çekildi.''
Fotoğraf, Nijer'in Tahoua kentindeki bir acil beslenme merkezinde çekildi. Ülkede kuraklık yüzünden 3 milyon 600 bin kişi açlık tehlikesiyle karşı karşıya. Eğer acil yardım yapılmazsa on binlerce çocuğun yetersiz beslenme yüzünden öleceği bildiriliyor. Anne Fatou Ousseini, bakışlarına yüklediği bu gerçekleri sanki ‘o' anda dillendirmeye çalışıyor. Sanki tam da ‘o' anda, 1 yaşındaki kızı Alassa açlık ve hastalıktan erken yaşlanmış elleriyle annesinin dudaklarını donduruyor. 1 yaşındaki elin görmüş geçirmiş çaresizliğinde ''Söylemene gerek yok. Nasıl olsa pek fazla kulak asmayacaklar'' yazıyor. (Finbarr O'Reilly / Reuters)