İyi Bir Sürüş İçin Tavsiyeler
Kesinlikle içkili olarak otomobil kullanmayın. En azından kendinize bir limit belirleyin ve bu limite yaklaştığınızda içmeyi bırakın. Içkili olarak sürüş esnasında refleksleriniz zayıflamış olacak ve direksiyon başındaki tepkileriniz çok daha yavaş gerçekleşecektir.
Emniyet kemerinizi mutlaka takınız. Hayatınızı kurtaracak bu kadar basit bir uygulamada “sıkılıyorum” mazereti kabul edilebilir mantıklı bir mazeret değildir. Emniyet kemerini hiç takmamanın yanında yapılan bir diğer hata da emniyet kemerini otoyolda takmak, ancak şehir içinde ya da gidilecek semte yaklaşıldığında “nasıl olsa geldik” mantığıyla otomobil henüz durmadan emniyet kemerini çıkartmaktır. Kazanın emniyet kemerinin çıkarıldığı an ile otomobilin park edildiği ana kadar geçen bu süre zarfında gerçekleşmeyeceğini kimse garanti edemez. Hatchback otomobillerde 8 km/h gibi son derece düşük süratte yapılan ‘geri viteste direğe çarpma’ testinde, çarpmanın etkisiyle birçok otomobilin arka tamponlarının içeri göçtüğünü, hatta bazılarının camlarının çatladığını biliyor musunuz? Çoğumuzun dikkate almaya değer görmediği süratlerde gerçekleşen kazaların bile ciddi yaralanma ve hatta ölümlere sebebiyet verebileceğini unutmayalım.
Farlarınızı gece gündüz açık tutunuz. Bu, halk arasında her ne kadar ‘görmemişlik’, ‘hava atma’ ya da ‘dikkat çekme amacıyla yapılan bir hareket’ olarak görülse de, olası bir tehlike durumunda farı yanan araçların trafikteki diğer sürücüler tarafından farı yanmayanlara göre çok daha çabuk farkedileceğini unutmayın.
Direksiyon başındaki oturma pozisyonunuzu iyi ayarlayın. Otomobil kullanmak son derece ciddiyet göstermek gereken bir iştir ve otomobil yatak odanız değildir. Birçok otomobilde gördüğümüz neredeyse 45 derecelik açıyla geriye doğru yatırılmış koltuklar hem sürüş konsantrasyonunu azaltacak ve tehlike anında vereceğiniz tepki süresini uzatacak, hem de kaza anında tehlike arzedecektir. Yatık olmayan ancak aşırı derecede geri alınmış koltuklar ise yine direksiyon başında verilen tepkileri geciktirmekten başka bir işe yaramayacaktır.
Sürüş esnasında direksiyon daima iki el ile birden ve saat 9:15 pozisyonunda tutulmalıdır. Koltuğun direksiyona olan mesafesi, kollar yaklaşık 45 derecelik bir açı yapacak şekilde ayarlanmalıdır.
Otomobil kullanacağınız ayakkabılar: ne aynı anda iki pedala birden basacak kadar aşırı geniş, ne hissi azaltacak kadar aşırı kalın tabanlı, ne de ayakların hareketini engelleyecek kadar uzun topuklu olmalıdır. Eğer bu durumlardan bir veya birkaçı mevcut ise daha sakin ve tehlike arzetmeyecek bir sürüşle yolculuk tamamlanmalıdır.
Kalabalık (otomobilin içinde çok sayıda kişinin bulunduğu) yolculuklar en tehlikeli yolculuklardır. Gerek görüşün kısıtlanması, gerekse yolcuların konuşma ve hareketlerinden dolayı konsantrasyonunuzun tek başınıza otomobil kullanırken olduğu kadar yoğun olamayacağından hareketle bu tip yolculuklarda maksimum dikkati sarfetmeniz sizin ve yolcularınızın yararına olacaktır.. Özellikle sollama ve şerit değişimlerinde.
Kalabalık yolculuklarda eğer arka koltuğa 3 kişi oturmak mecburiyetinde kalırsa ortaya en kısa boylu olanın oturması en mantıklı çözümdür. Dikiz aynasını kullanacağınız zamanlarda daha iyi bir görüş için yardımcı olacaktır.
Yağmurun yağmaya başladığı ilk anlarda ve mıcırlı yollarda son derece dikkatli olun. Normalin çok az üzerinde sürat yapıyor dahi olsanız özellikle mıcırlı yollarda yoldan nasıl çıktığınızı anlamazsınız bile..
Bisikletlilere her zaman dikkat edin ve yanlarından geçerken mümkün olduğunca yavaşlayın. Ülkemizde henüz bisikletlilere ayrılmış özel yollar yoktur ve her ne kadar yolun sağından gidiyor dahi olsalar kendileriyle aynı şerit üzerinde olduğunuzu unutmayın.
Yollara kesinlikle güvenmeyin. Ülkemiz yollarında çoğu viraj ya eğimsiz, ya da daha kötüsü ters eğimlidir. Hızınızı iyi ayarlayın.
Arabanız kirli bile olsa, iyi bir görüş için en azından ayna ve camlarınızı temizleyebilirsiniz.
Kazayı yaptıranın genelde aşırı hız olduğu söylense de, özellikle şehir içi trafikte hıza dayalı kazanın asıl sebebi genel olarak hızlı gitmekten çok trafiğin normal akışından hızlı gitmektir. TEM otoyolunda tüm otomobiller 180 km/s hızla giderken sorun nisbeten daha azdır, ancak bütün otomobiller 90km/s ile giderken siz 180 km/s ile gidiyorsanız tehlikenin özellikle sizin açınızdan çok daha büyük olduğunu söyleyebiliriz. Tabi kaza sırasında zarar verdiğiniz diğer otomobilleri saymazsak.. Yine aynı şekilde, hızla giden trafikte eğer siz trafiğin geneline göre son derece düşük bir süratte seyrediyorsanız trafiğin geneli için son derece büyük bir tehlike yaratıyorsunuz demektir.
Kesinlikle kimseyle yarışmayın. Yarış kaza getirir. Siz çok iyi ve son derece dikkatli bir sürücü olabilirsiniz ancak diğer sürücünün yapacağı bir hata, diğer otomobillerin de karışacağı bir kazayla
sonuçlanabilir.
Önünüzdeki otomobi ille olan takip mesafesini iyi ayarlayın. Kesinlikle yakın takip yapmayın.
Yolculuk boyunca vitesi hiç bir zaman boşa almayın.
Aynaları muhakkak kullanın.
Eğer ABS sistemi varsa frene basmaktan korkmayın. Freni pompalamak, öne engel çıktığında önce frene basıp bırakmak, sonra tekrar basmak gibi teknikler sadece ABS fren sistemi olmayan otomobiller için geçerli eski tekniklerdir.
Pedal kısmında ayaklarınızın hareketini engelleyecek nesneler bırakmayın.
Bakım sırasında ön konsola torpido parlatıcı sprey uygulamayın ve yolculuk esnasında bu kısımda kutu mendil, kaset, CD gibi cama yansıması muhtemel hiçbir şey bulundurmayın. Aynaya CD asmak gibi ön konsola kutu mendil koymak da sadece ülkemiz sürücülerine has bir alışkanlıktır.
Özellikle güneşin karşıdan alındığı yolculuklarda kullanmak üzere arabanızın torpido gözünde mutlaka bir güneş gözlüğü bulundurun.
Sinyalleri kullanın. Sinyal kullanmamak sadece minibüs, özellikle de taksi sürücülerine has alışkanlıklardır.
Kırmızı ışıkta yaya geçidi üzerinde değil, yaya geçidinden önce durun. Böylelikle hem yayalar kendilerine ayrılmış olan şeritten rahatça karşıya geçecekler, hem de ilk araba olduğunuzu var sayarsak siz yeşil ışığı görebilmek için sunroof’tan bakmak zorunda kalmayacaksınızdır. Böyle bir durumda arkanızdaki araç bir minibüs veya taksi ise muhtemelen önde kendisine göre bir araçlık yer bıraktığınız için size korna çalacaktır. Muhatap olmayın.
Tümsek veya çukurlardan geçerken arkadaki trafiği de kontrol etmek sureti ile mümkün olduğunca yavaşlayın, ancak tam üzerinden geçerken ayağınızı fren pedalından çekin. Tümsek veya çukurlardan geçerken lastiğin darbeyi döner vaziyette alması gereklidir. O ana kadar yavaşladınız yavaşladınız, yavaşlayamadıysanız yavaşlayabildiğiniz kadarıyla geçin gitsin. Fren basılı durumdayken verdiğinden daha az zarar verecektir. Asfalta gömülen tırtıkların amacının ise her ne kadar hızı azaltmak olduğu söylense de bunların ön takımları bozmaktan başka bir işlevi olduğunu sanmıyorum, bu sebepten ötürü üzerlerinden mümkün olduğunca hızlı geçin. Bence tümüyle kaldırılmalılar. Ayrıca tümsekleri de artık inşaat işçilerinden ziyade Avrupa’daki örneklerine uygun şekilde geniş, ve üzerinde gece de görülmelerini saglayacak boyalar olacak şekilde daha bilgili ekipler hazirlamali.. Deermişim..
Sürüş sirasinda arabanizin kaputu ya da öndeki arabanin plakasina kilitlenmek yerine ileriye, daha geniş bir alana bakip tüm trafigi kontrol edin.
ABS sistemini bozacagi ve maddi zarar doguracagi için degil, ancak sizin konsantrasyonunuzu dagitacagi için sürüş sirasinda mümkün oldugunca cep telefonuyla konuşmayin. Hands-free seti olsa dahi... En azindan siz arama yapmayın.
Sürüş esnasinda sik fren kullanmak ya gereginden daha hizli ve/veya agresif gittiginizin işaretidir, ya da eger yavaş gittiginiz halde çok sik fren kullaniyorsaniz bu da acemi oldugunuzun göstergesidir. Her iki durumda da sizi takip eden araçlari tedirgin edeceksinizdir.
Eğer normalde şehir içinde otomobil kullaniyor ve şehirlerarasi yolculuklara daha seyrek gidiyor iseniz şehirlerarasi yolculugun ilk kilometrelerinde kendinize biraz zaman veriniz. Şehir içi ve şehirlerarasi yolculuklar birbirinden tamamiyla farkli tecrübeler gerektirir ve uzun zaman sonra uzun yola ilk defa çiktiginizda araç sollarken gereken mesafe tayinini iyi yapamayacaksiniz. ilk sollamalarda çekingen davranın, birden bire açılmayın.
Hayatinizda ne zaman ve nereye uzun yol yaparsaniz yapin vardiginizda ilk soru “ Yolculuk nasıldı, kaç saatte geldin ? ” , döndüğünüzde ise “ Yolculuk nasıldı, kaç saatte gittin?” olacaktır. Hatta çoğunlukla daha bu sorunun sorulmasına izin verilmeden “ Abi valla altı saatte Bodrum’a indik ” gibi açıklamalar yapılır, başkalarıyla iddiaya girilir. Ayrıca bu tip uzun yolculuklarda muhakkak bir veya en azından birkaç arabayla ölümüne yarışılır, rakip araba konvoylarda sollarken sıkıştırılır vs. Artık bunların ne kadar mantıklı olduğuna değinmek dahi istemiyorum. Otomobiliniz üzerinde yaptığınız her modifikasyon sadece ve sadece sizin güvenliğinizi artırıcı ve arabanızı gerek performens, gerek görünüm olarak sadece size özel kılan uygulamalardır ve sadece kendinizi tatmine yönelik olmalıdır. İçinde 4 kişilik bir aile ya da kız arkadaşı olduğu halde sizinle yarışmaya kalkan sorumsuz bir dangalak bırakın başka şeylerle tatmin olsun. Onu geçeceğinizi nasıl olsa biliyorsunuz.
Uzun yolculuklarda ilk 3-4 saat sonunda mola verip sonrasında mümkünse her 2 saatte bir dinlenin. Gerekirse uygun bir yere park edip bir süre uyuyun. Böyle bir durumda aklınıza ilk olarak büyük olasılıkla “ Peki kaç saatte geldiğimi soranlara ne derim şimdi ben? ” sorusu gelecek ve uyumakla uyumamak arasında gidip geleceksiniz. Sorulara “ Valla uykum geldi uyudum, ne yapıyım yani!” şeklinde cevap vererek kestirip atabilir, ya da kaç saatte geldiginizi merak edenlere en kötü ihtimalle yalan söyleyerek yirtabilirsiniz. Aynaya asili CD’ler azaldığına göre, bu bakış açısı da bir gün mutlaka değişecektir.
Gece yolculuklarında hız yapmaktan kaçının. Ülkemizde bırakın devlet yollarını, paralı yollarda bile yolun çoğu bölümünde aydınlatma olmadığı düşünülürse, makul bir hızda gitmek hayatınız açısından daha az riskli olacaktır.
İster gece, ister gündüz olsun uzun yolda sollama yaparken ne şeritlere ne de tabelalara güvenmeyin. Bugüne kadarki tecrübelerimin gösterdiği şudur ki hatrı sayılacak kadar çok yerde sollama için asıl uygun bölümler sollama yasağının olduğu yerlerdir. Yine aynı şekilde sollama yasağı bittikten sonra, devamında size sollama hakkı tanınan bölümler ise örneğin sola doğru dönen ve ağaçlardan karşıdan geleni görme imkanı olamayan virajlardır. O tabelayı oraya dikenin kim olduğuna dair tahminde bulunarak virajı sollama yapmadan geçmek ve sollamalarda sadece tabela ya da şeride bakmayıp tecrübeyi en önde tutmak bence en iyi çözüm.
Eğer otomobilinizde spor süspansiyon sistemi, performans lastikleri, modifiyeli fren sistemi gibi güvenliği artırıcı modifikasyonlar yapılmamışsa, ya da en önemlisi ABS yoksa hız yaparken bir kez daha düşünün.
Arka koltukta otursalar dahi, sizinle birlikte yolculuk edenleri emniyet kemerlerini takmaları konusunda uyarın. Kaza esnasında arka koltukta yolculuk ediyor olmasına rağmen otomobilin ön camından fırlayanların sayısı ciddiye alınacak kadar fazladır.
Otomobiliniz bir hatchback veya sedansa arka cam kısmında bond çanta benzeri ağırlığı olan eşyalar bulundurmayın. Kaza esnasında arka camdan öne doğru fırlayacak bir bonda çantanın etkisi yüzlerce kiloya, basit bir kutu mendilin etkisi de onlarca kiloya eşit olacaktır. Eğer otomobiliniz bir station ise yine aynı mantıkla bagaj kısmına koyduğunuz eşyaların fırlamaması için bir bagaj filesi kullanın.
Sizinle birlikte seyahat eden yolcularınızı kendilerine en uygun yerde değil, trafik açısından en uygun yerde indirin.
Eğer otomobil arkadan kayma eğilimi gösterirse frene basmak yerine ayağınızı gazdan çekin ve direksiyonu kayan yöne doğru hafifçe çevirin.
Otomobil kullanmak son derece dikkat isteyen ve konsantrasyona dayalı bir iştir. Ciddiye alın.
Otomobil kullanmadan önce, ilk yapılması gereken, herhangi bir tehlike anında en çabuk tepkiyi verebilmek için doğru oturma pozisyonunu belirlemektir. Doğru bir oturma pozisyonu şu şekilde belirlenir:
1 . Koltuk sırt ayarı yapılmalı : Koltuğa oturduğunuzda omuzlarınızın koltuk sırtıyla sıkı bağlantısı olmalı,sol ayaktan kuvvet alarak vücudun koltuk sırtlığına tamamen yapışması gerekir. Bu pozisyon alındıktan sonra ellerin direksiyon simidininin üst bölümünü kolaylıkla kavrayabileceği kadar koltuk ileri alınmalıdır. Aksi taktirde direksiyondan uzak kalınır. Bu pozisyon vücudun rahat hareket etmesine ve reaksiyon süresinin daha uzun sürmesine sebep olur, sert manevralarda da öne savrulmayı önler.
2 . Ayakların pozisyonu : Sol ayağınız bacak ile düzgün bir açı oluşturacak şekilde döşemeye yerleştirilmeli. Debriyaj pedalına tam basıldığında sol bacak dizden biraz kırık olmalı. Bu konumda sürücü,vücudunu koltukta tutabilir ve fren pedalına gereken gücü tam olarak uygulayabilir. Herhangi bir kaza anında da bu pozisyon, bacağın yaralanma riskini en aza indirger. Bilek ve ayakların sürüşte birinci derecede önemli görevi vardır. Bilekler üç pedal üzerinde çalışırlar. Pedalların kullanımı sırasında topukların tabana dayanması zorunludur. Ayaklar pedallar arasında yer değiştirirken ayak kalkmadan, topuklar sağa sola hareket ettirilir. Vites değiştirildiğinde kullanılan sol ayak, dinlenme anında, debriyaj pedalının soluna yerleştirilir.
3 . Koltuk yüksekliği ayarı : Koltuk yüksekliği iyi bir görüş sağlamak amacıyla en doğru pozisyonda ayarlanmalıdır. Sürücü, koltuğunu otomobilin önünü, caddeye ve önemli tüm göstergeleri görebileceği yükseklikte ayarlanmalıdır.
4 . Direksiyon ayarı : Koltuğa oturulduğunda, direksiyon 9'u çeyrek geçe pozisyonunda tutulmalıdır. Yani sol el 9'u, sağ el ise 3'ü göstermelidir. Parmaklar direksiyonu kavramalı, bilek ve dirsekler hafif bir şekilde kırılarak direksiyona yakın bir pozisyon alınmalıdır.
Doğru Viraj Alımında Geçerli 2 Genel Kural
Viraj alımında geçerli ilk kural "yavaş gir - hızlanarak çık" şeklinde açıklayabileceğimiz ve yapılan genel hatanın tersine otomobili virajın alımı sırasında değil, daha viraja girmeden yavaşlatmayı hedefleyen kuraldır. "Önce dış -sonra iç- tekrar dış" olarak adlandırabileceğimiz ikinci kural ise virajı dönülmesi mümkün en geniş açıyla dönebilmemizi ve dolayısıyla otomobilin yere daha fazla tutunmasına yardımcı olmayı amaçlar. Bu her iki kural da doğru viraj almanın mantığını anlatmak için yazılmıştır ve sizle birlikte diğer araçların da seyir halinde olduğu normal trafikte uygulanması son derece tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Bu sebeple tuninglinx olarak günlük trafikte size ayrılan yol çizgilerine uymanız gerektiğini hatırlatırız.
Yapılan Hatalar
Viraj alımında genellikle yapılan en önemli hata, viraja otomobilin yere tutunma sınırlarını zorlayacak bir hızla girip daha sonra viraj içinde fren kullanma mecburiyetinde kalmaktır. Eğer dikkatli bir sürücü iseniz diğer araçlarla birlikte viraja girdiğinizde çoğu sürücünün hızını ayarlayamamaktan ötürü neredeyse viraj çıkışına kadar fren lambalarının yandığına şahit olmuşsunuzdur. Bunun, şüphesiz ki viraj alımında uyulması gereken belli kuralları uygulamamaktan kaynaklanan nedenleri vardır.
Fren noktasında otomobilin bulunduğu yanlış konum ve hızını ayarlayamamaktan ötürü, virajın orta noktası olan apex’te viraj açısının ne kadar keskinleştiği rahatlıkla görülmektedir. Sonuç olarak bu noktada aracı neredeyse durma noktasına varacak kadar yavaşlatmak mecburi hale gelmektedir.
Virajları Doğru Almak
Viraj alınırken yolun ne genişlikteki bölümünün kullanılacağı bir çok dış etkene bağlıdır. Viraj içinde karşı yönden gelen olup olmadığını görmemizi engelleyen ağaç vb. görüş engelleyici birtakım etkenler ya da yolun şehir içi veya şehirlerarası bir yol olup olmadığı gibi.. Ancak, her koşulun uygun olduğu varsayımından hareketle doğru viraj alımını şu şekilde açıklayabiliriz:
Doğru viraj alımında sürüş çizgisi "önce dış -sonra iç- tekrar dış" şeklinde olmalıdır. Viraja dıştan, yani sağa dönen virajlarda yolun soluna yanaşarak, sola dönen virajlarda ise yolun sağına yanaşarak dönmek esastır. Otomobili viraj içerisinde yavaşlatmak yerine, gerektiği kadar vitesle birlikte hız düşürülerek otomobilin lastikleri yere tam olarak tutunabilecek şekilde viraja mümkün olduğunca dıştan girilir. Yani, otomobil viraja daha girmeden yavaşlatılması tamamlanmış olmalı ve bu hız, şekilde "apex" olarak nitelenen virajın orta noktasındaki hız dahil, virajın tümündeki en düşük hız olmalıdır. Fren ancak viraja giriş noktasından önce otomobili yavaşlatma maksadıyla kullanılmalıdır, viraj içinde frene basılmaz.
Fren noktasından itibaren otomobil virajın içine yönlendirilerek apex’e kadar kontrollü bir şekilde gaz verilir (hız belirli bir miktarda artırılır). Orta noktada (apex’te) otomobile uygulanan merkezkaç kuvveti maksimumdadır. Bu nokta aynı zamanda virajın en içten dönüldüğü noktadır.
Virajın en iç konumunda bulunulan apex’te virajın uzak olan dış noktası hedeflenerek otomobil gaza oturtulur. Ancak gaz verirken otomobili kasmak ve lastikleri zorlamak yerine hem motorun daha çabuk hızlanması hem de lastiklerin soğuyabilmesi için bir an evvel düzelterek aracı gerektiği kadar dışa bırakmak gerekmektedir.
Virajlarda Ne Yapmalı ?
Otomobilin çekiş özellikleri farkı gözetilmeksizin, yapılması gereken tek bir şey vardır o da viraja girmeden önce yeterli yavaşlamanın sağlanmasıdır. Bir viraja girerken amaç; virajlara hızlı girmek değil o virajdan otomobile hasar vermeden tek parça çıkmak olmalıdır.
Otomobil hangi gruba dahil olursa olsun, viraja girmeden önce, yavaşlamayı dört tekerleğin de aynı istikamete baktığı zamanlarda gerçekleştirmeliyiz. Ayrıca ideal dönüş vitesini de frenle birlikte viraja girmeden önce seçmiş olmalıyız. Bu andan sonra, yani direksiyonu viraj yönüne çevirdikten sonra, iki elimizle direksiyonu sıkı sıkı tutarak, dengeli bir gaz koordinasyonu ile viraj içinde hızımızı apeks noktasına (virajın çıkış noktası) kadar sabit tutmaya çalışıp, daha sonra gaza yüklenebiliriz.
Önden Çekişli Otomobil Virajdayken
Önden çekişli bir otomobil ile ideal dönüş süratlerinin üstüne çıktığınızda, kafadan kayma eğilimi gösterir.
Hızımız daha önce belirttiğimiz ideal dönme hızının üstünde ise, önden çekişli otomobiller kafadan kaymaya başlar. Otomobili yolda tutmak için, bizim lift-off dediğimiz, ayağınızı çok kısa bir süre için gazdan kaldırarak tekrar basma işlemini yapmamız gerekir. Önden çekişli bir otomobili ancak bu şekilde yolda tutabiliriz.
Arkadan İtişili Otomobil Virajdayken
Arkadan itişli bir otomobil ise, ideal dönme süratinin üstünde bir hızla viraja girerse, viraja girerken kafadan, viraj çıkışında arkadan kaymaya başlar.
Arkadan itişli otomobilde ise olay çok farklı gelişir, otomobil kaymaya başladığında -ki bu kayma arkanın kopması şeklinde olur- otomobili tam ters istikamete çevirerek, yani kontra vererek dengeli veya gerekli ise tam gaz vererek yolda tutmaya çalışmalıyız. Bu arada her ne olursa olsun asla paniğe kapılıp ayağımızı gazdan çekmemeliyiz. Ayağımız asla frene gitmemeli, aksi halde telafisi imkansız sonuçlarla karşılaşabiliriz.
Dört Çeker Otomobil Virajdayken
Dört çeker bir otomobil, ideal dönüş süratinin üstünde bir hızla viraja girdiğinde, viraja girerken önden çekişli otomobil gibi davranır yani kafadan kayma eğilimi içindedir, viraj çıkışında ise arkadan itişli bir araç gibi arkadan kayar.
Dört çeker araçlarda, hem ön hem de arka tekerleklerin tahrik gücüne sahip olması nedeni ile virajda ön tekerleklerin dönüş istikametine çevrilmesinden sonra, arka tekerleklerin de itmesi sonucu otomobil önce kafadan kayar, sonra da dört teker birden yanlayarak kaymaya başlar. Ama dört çeker özelliği bütün bunlardan sonra ortaya çıkarak, otomobil ne kadar central kayarsa kaysın kendi imkanları ile yolda kalmayı başarır. Burada sürücünün ekstra bir beceri göstermesi gerekmez.
Dört çeker otomobiller, önce kafadan, sonra arkadan, daha sonra da central, yani tümden kaymaya başlar. Bu durumda otomobili dengeli gazla yolda tutmaya çalışmalıyız. Dört çekerlerde ayağınızı asla gazdan çekmeyin. Otomobil zaten kaydığı yere geri gelecek ve yola dönecektir. Dört çeker bir otomobil de diğerlerine kıyasla ayak gazdan kaldırılmadığında, sürücüye daha az iş düşer. Ancak ayağınızı gazdan kaldırdığınız anda dört çeker otomobiller diğer otomobillere oranla iki, hatta üç diferansiyel taşıdıkları için ve daha ağır olduklarından, ağırlık transferi daha yüksek kilolarda meydana gelir ve viraj içinde yapacağınız hatalar diğer otomobillerden çok daha tehlikeli sonuçlara yol açar. Dört çeker otomobilim var, her koşulda dönerim derseniz çok yanılırsınız. Dört çeker bir otomobilde kontrolu yitirdiğiniz zaman geri dönüş çok daha zor, hatta zaman zaman imkansız olacaktır.
Biz otomobillerin süratlerinden söz ederken, belirli limitler dahilinde konuşuyoruz, normal bir kayma anını düşünüyoruz. Bu limitlerin geçilmesinden sonra meydana gelecek kaymalarda, gaza bassanız da basmasanız da, ne yaparsanız yapın sonuç değişmez. Bizim belirttiğimiz olaylar, optimum hızın biraz üzerinde meydana gelen, kurtarılabilir kaymalar için geçerlidir.
|
|
|
|